Kişisel
gelişimin biraz kafa karıştırıcı bir mevzu olduğunun farkındayım. Adı üstünde kişisel, yani son derece sübjektif
olması gereken bir konuyken, her kafadan bir ses çıkıyor ve herkes kendi
yöntemini tek doğru olarak satmaya
çalışıyor. Buna inanın, çünkü bugüne kadar konuyla ilgili yüzlerce
kitap/video/film/kayıt gibi bilimum materyali elden geçirmiş biri söylüyor bu
cümleleri. Kimisi diyor ki “Otur düşün, planlar yap, çok çalış”; ötekisi
kalkıyor diyor ki “Hiçbir şey yapmana gerek yok, sadece hayal kur o sana
gelir”. Kimisi diyor “Yoga neymiş ki, bildiğin deli saçması”; öbürküsü de diyor
ki “Aaaaa yogasız hayatta olmaz, gel otur şu matın üstüne, topuğunu ensene bir
koy da bak nasıl rahatlıyorsun”. Biri kalkıyor bir tarafından uydurduğu
cümleleri olumlama diye veriyor, öteki geliyor “Bırak olumlamayı falan, gel şu
şu ritüelleri yap bak nefesin açılacak, aşk hayatın canlanacak, gel kız
korkma…”
Hayatımın
son 3 yılını bu bitmek bilmez kakofoninin içinde geçirdim, varın siz düşünün
durumu. Herkes farklı yöntemler uygulamaya çalışıyor, orası kesin. Bütün bu
karmaşanın içinde bile herkesin hemfikir olduğu tek bir yöntem var: Şükretmek.
Hep
söylüyoruz ya, işin sırrı her zaman enerjimizi olabildiği kadar yüksek
tutmakta, çünkü hayatımıza çektiğimiz her şey enerjimizin sonucu olarak orada.
Enerji frekansımız ne kadar yüksek perdeden yayın yaparsa, o kadar yüksek
enerjilere ait olaylar ve insanlar bize doğru çekilmeye başlar. Enerjiyi
yükseltmenin en etkili yollarından biri de şükretmek.
Şükretmek
adı üstünde elimizdekilere, halihazırda sahip olduklarımıza odaklanıp onlar
için teşekkürlerimizi sunmaktan ibaret. Kulağa çok basit ve gereksiz geldiğinin
farkındayım, ama emin olun çok etkili. Her şeyden önce en güzel tarafı şu,
şükretmeye bir kere başladıktan sonra insan aslında ne kadar çok şeye sahip
olduğunu anlıyor. O ana kadar fark etmediği, üzerinde bile durmadığı o kadar
çok şeyi bir anda görüyor ki, afallayıp kalıyor. Ben günlerime her sabah sahip
olduklarıma şükrederek başlarım; bunu ilk yapmaya başladığımda çok şaşırdığımı,
“Meğer ben ne çok şeye sahipmişim, meğer benim aslında ne güzel bir hayatım
varmış” diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Söz konusu
kişisel gelişim olduğunda kullandığımız bir yöntemin, uyguladığımız bir
egzersizin vs.. işe yarayıp yaramadığını anlamanın en güzel yolu sonrasında
hissettiklerimize bakmaktır. Eğer yaptığımız çalışma bizi, başlamadan önce
olduğundan daha iyi hissettiriyorsa, emin olun doğru yoldayız. Ve şahsen ben
bugüne kadar haline şükretmeye başladıktan sonra kendini kötü hisseden kimseyi
görmedim J
fotoğraf: http://www.virtuesforlife.com/30-gratitude-quotes-health-happiness-healing/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder